
Akne nedir?
Akne, halk arasındaki ismiyle ‘sivilce’, derideki gözenekleri ve bu gözeneklerin içerisindeki yağ bezlerini ilgilendiren bir hastalıktır. Tıbbi ismiyle akne vulgaris, dermatoloji kliniklerinde en sık gördüğümüz hastalıklardandır ve yaklaşık olarak her 10 kişinin 8’inde hayatının bir döneminde görülmektedir. Bebeklikten itibaren ileri yaşlara kadar kişileri etkilemesine rağmen, yağ bezlerinin daha aktif çalışmaya başladığı ergenlik döneminde daha sık görülmektedir. Hastalığın 30’lu yaşlarda da görülmesi az değildir ve bu yaşlarda aknesi olanların çoğu kadındır.

Akne tedavisi niçin önemlidir?
Akne, ciddiye alınıp tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Eskiden kullanılan ‘Ergenliktir, geçer’ şeklinde bir terim günümüz toplumunda geçerli değildir. Nedeni ise aknenin sıklıkla yüz bölgesinde, yani gözle görülür bölgede olduğu ve kozmetik sorun yarattığı içindir. Eskiye göre bireylerin sosyal yaşamları daha aktif hale gelmiş ve insanlar dış görünüşlerine daha fazla önem göstermeye başlamıştır. Sosyal medya kullanımı giderek artmıştır ve kişiler evde oturduğu zamanda bile aldıkları bir fotoğrafla tüm dünyada binlerce kişiye aynı anda görünebilir hale gelmiştir. Hal böyleyken kişilerin dış görünümlerini önemsemeleri normaldir. Eğer bu hastalık ciddiye alınıp düzgün ve yeterli tedavi verilmezse, yarattığı kozmetik sorunlar-izler kişilerde özgüven kaybına, sosyal ilişkilerin bozulmasına ve hatta anksiyete, depresyon gibi psikolojik sorunlara yol açabilmektedir.
Akne nasıl görünür?
Klasik görüntü, kırmızı, bazen iltihaplı olarak görülen bir sivilcedir. Bunun yanında siyah noktalar (açık komedon), beyaz noktalar (kapalı komedon) ve daha büyük nodül-kist şeklindeki lezyonlar da akneye ait lezyonlardır ve yüz, omuz, sırt gibi bölgelerde görülebilmektedir.

Akne neden oluşur?
Aknenin oluşumuna çeşitli faktörler katkıda bulunur. Esas olarak derideki gözeneklerin yapısı ve gözenek içerisindeki yağ bezlerinin fazla çalışması hastalığın tetikleyicisidir. Gözenekleri çevreleyen derinin tıkaç oluşturarak gözenekleri tıkaması ve bu gözeneklerdeki sebum (yağ) salgısının dışarıya boşalamaması, gözenekte tıkanıklığa neden olur ve komedon dediğimiz bir siyah veya beyaz nokta oluşur. Gözenek içerisindeki yağ miktarının artışı ise, enerjisini bu yağı sindirerek elde eden ve herkesin cildinde bulunabilen ‘Propionibacterium acnes’ denilen bakterinin artışı ile sonuçlanır. Bu bakterinin bağışıklık sistemini harekete geçirmesi sonucu ise inflamasyon (iltihap) oluşur ve tipik bildiğimiz kırmızı, ağrılı, iltihaplı sivilce görünümüne neden olur. Ayrıca az önce sayılan mekanizmalara ek olarak genetik faktörler, cilt tipi, hormonal bozukluklar, beslenme, hijyen ve stres gibi faktörler de akne oluşumuna katkıda bulunabilmektedir.
Akne başka bir hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkabilir mi?
Akne özellikle kızlarda hormonal bozuklukların habercisi olabilir. Overler (yumurtalıklar) ve böbreküstü bezlerinden normalden fazla androjen hormonu salgılandığı zaman, sebum salgısı artar ve akne gelişimi kolaylaşır. Böyle bir durumda adet düzensizliği, vücut kıllarında artış ve saç dökülmesi gibi semptomlar bu tür bir hormonal bozukluğun ipuçlarını verebilir. İnsülin direncindeki yükselme de benzer sonuçlara yol açabilmekte ve akne oluşumuna katkıda bulunabilmektedir. Az önce sayılan semptomların varlığında hormon tahlilleri yapılmalı ve gerekirse tedavi verilmelidir. Aksi halde akne tedavisi başarısız sonuç verebilir veya tedavi sonrasında nüksler izlenebilir. Ayrıca akne ile karaciğer hastalığı arasında halk arasında sanılanın aksine hiçbir ilişki bulunmamaktadır.
Akne tedavisi mümkün müdür? Nasıl tedavi edilir?
Akne, tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Fakat ‘ergenliktir geçer’ diye beklenip vakit kaybedilirse, leke ve izler oluşabilmekte ve hatta bunlar kalıcı olabilmektedir. Özellikle atrofik skar dediğimiz ciltte çökmeler meydana gelirse, derinliğine bağlı olarak çeşitli kozmetik işlemler yapılmasına rağmen bile tamamen giderilemeyebilir. Bu yüzden muhakkak tedavi aranmalı ve önerilen tedaviler düzenli kullanılmalıdır. Akneyi oluşturan faktörler birden çok olduğu için kullanılan tedavilerin hemen sonuç vermesi beklenmemelidir. Normal bir deri hücresinin oluşması, olgunlaşması ve ölüp deriden dökülmesi yaklaşık olarak 28 gün olduğu için, cildimizde gözle görülür değişiklik için en az birkaç ay beklenmelidir. Bir ay kullanıp, tedavi olamadım – tedaviyi beğenmedim diye tedaviyi bırakan hastalar çoktur. Bu tür bir davranış kesinlikle önerilmemektedir ve hastalarımız sabırla doktorlarının verdiği ilaçları kullanmalıdır, herhangi bir sorun varlığında doktorlarına ulaşmalıdır.
Tedavide ilk aşamada A vitamini türevi olan sebum salgılanmasını azaltıcı, cildi yenileyici ve soyucu etkisi olan kremler, antibiyotik içerikli kremler, asitli kremler ve benzoil peroksit içeren kremler kullanılmaktadır. Kremlerin yeterli olmadığı durumlarda ise hap tedavisi verilmektedir. Çeşitli antibiyotikler ve izotretinoin (Roaccutane, Zoretanin, Aknetrent, Acnegen ticari ismiyle satılan ilaçlar) akne tedavisinde kullandığımız hap tedavileridir. Bu ilaçlar tek başlarına veya kombinasyon şeklinde tedavide verilebilir.

Tedavide kullanılan ‘izotretinoin’ (Roaccutane, Zoretanin, Aknetrent, Acnegen) hapının ciddi yan etkileri olduğu doğru mudur?
Akne tedavisinde kullandığımız ve günümüzde akneyi tedavi etmek için en iyi ilaç (hatta mucize) olan bu ilacı yıllardır biriken tecrübemizle artık rahat bir şekilde kullanmaktayız. Tedavi esnasında oluşan cilt kuruluğu en sık gözlenen yan etkidir ve en belirgin olarak dudaklarda gözlenir. Bu yan etkiyi neredeyse herkes tecrübe eder. Hastalarımıza ciltlerine iyi bakmalarını, bol bol nemlendirmelerini, güneşten korumalarını ve ağda gibi cilde zarar verecek işlemler yapmamalarını tavsiye ederiz. Bunun dışındaki diğer yan etkiler çok az kişide gözlenen, çoğunlukla ciddi olmayıp nispeten hafif nitelikte olan ve kontrol edilebilir yan etkilerdir.
Tedavi başlanan hastalara rutin olarak kan tahlilleri yapılır, yapması ve yapmaması gerekenler iyice anlatılır, ve düzenli kontrollere çağrılarak muayene edilir. Düzenli olarak hastalarımızın karaciğer enzimlerine ve kolesterol seviyelerine bakıp kontrol ederiz. Nadiren bunlarda hafif yükselme olsa da, ilacın dozunu düşürmeden bile normal seviyelere gelmektedir.
Hastalarımız bir dermatolog kontrolünde gönül rahatlığıyla bu ilaca başlayıp kullanabilirler. Farklı çevrelerden yanlış bilgiler öğrenmek yerine hastalarımızın bu konu ile ilgili sorularını doktorlarına sormayı tercih etmeleri gerekmektedir. Ayrıca hapı daha önce kullanan kişilere tecrübelerini sormaları doğru olacaktır. Büyük çoğunluğu memnun olduklarını söyleyeceklerdir ve tedavi öncesi ve sonrası yüzlerindeki değişimi gördüklerinde ilacın mucizevi etkisi bir kez daha anlaşılacaktır.

Akneler kalıcı iz bırakır mı?
Evet, kalıcı izler bırakabilirler. Bunlar kırmızı-kahve lekeler şeklinde gözlenebileceği gibi bazen de çukurluklar şeklinde gözlenebilir. Lekeler zamanla azalmasına karşın oluşan çukurlukların tedavisi zordur ve uzmanlık alanı gerektirir. Dolayısıyla iz bırakmadan hastalığının düzgün ve yeterli olarak tedavi edilmesi gerekmektedir. Akne tedavisi de muhakkak bir dermatolog yönlendirmesinde yapılmalıdır ve başka yerlerden öğrenilen alternatif tedavi metotlarına itibar edilmemelidir. Aknelerin oluşturacağı izleri minimuma indirmek için uygun tedavi yöntemi kullanmanın yanı sıra, kişinin akneleri sıkıp-patlatmaması ve güneşten koruması önerilmektedir.
Akne izi tedavisi yapılabilir mi? Nasıl?
Öncelikli hedef hastalığı iz bırakmadan tedavi etmek olmalıdır. Fakat yine de iz kalmışsa, bu izler çeşitli yöntemler ile tedavi edilebilmektedir. Leke şeklinde olan izler zamanla kendiliğinden kaybolabildiği gibi, cilt bakımı, çeşitli leke açıcı kremler ve çukurluklar için yapılacak uygulamalar ile bu süreç daha da hızlandırılabilir. Çukur şeklinde kalan izler ise (skarlar) kendiliğinden düzelmez. Skar tedavisi için fraksiyonel lazer, fraksiyonel radyofrekans (altın iğne), dermapen, peeling ve PRP gibi kozmetik uygulamalar yapılarak tatmin edici sonuç alınabilmektedir.
Akne ile kozmetik kullanımı arasındaki bağlantı nasıldır?
Çeşitli kozmetikler ciltte gözenekleri tıkayabileceğinden ve yağlanmayı artırabileceğinden akneye eğilimi artırır. Cilde uygulanan fondoten, allık, pudra, nemlendirici, güneşten koruyucu gibi çeşitli kozmetiklerin yağsız ve su bazlı olmaları gereklidir. Üzerinde ‘yağlı ciltler için’, ‘akneli ciltler için’, ‘non-komedojenik’ gibi ibareler bulunan ürünler tercih edilmelidir. Cildin temizliği mutlaka günde 2 kez sabunla veya özel temizleyici jellerle yapılmalıdır.
Akne ile diyetimiz arasında bir ilişki var mıdır?
Evet, bu ilişkinin doğru olduğuna dair çalışmalar vardır. Yüksek kalorili diyetlerin ve özellikle yüksek glisemik indeksli gıdaların akneye eğilimi artırdığı gösterilmiştir. Yüksek glisemik indeksli gıdalar kan şekerini hızlı yükselten gıdalardır. Hızlı yükselen kan şekeri insülin salınmasını uyarır ve insülin de büyüme faktörü gibi etkisi olduğu için yağ bezlerinin daha fazla çalışmasına neden olarak akne oluşumuna katkıda bulunur. Ayrıca fazla süt ve süt ürünü tüketiminin akneyi artırdığı bilinmektedir.
Akne ile diyetin ilişkisi hakkındaki daha detaylı yazıma buradan ulaşabilirsiniz.
6 Yorum. Yeni Yorum
Merhaba altın iğne gibi kozmetik uygulamalar roaccutane ilacı bittikten ne kadar süre sonrs uygulanmaya başlanabilir benim ilacım biteli 1 ay oldu haziranda bu uygulamaları yaptırmaya başlayabilir miyim
Merhaba. Eskiden isotretinoin hapını (roaccutane) kestikten en az 3 ay sonra öneriyorduk. Fakat şu an için, ilacı düşük dozda kullanırken, agresif olmayan altın iğne uygulamalarını yapmayı öneriyoruz. Akne izleri henüz taze oldukları için, ve cilt henüz iyileşme sürecinde olduğu için, erken dönemde yapılan tedaviler daha iyi sonuç almamıza yardımcı oluyor. Yani sizin için, güneşten korunabildiğiniz sürece ne kadar erken yapılırsa o kadar iyi…
Merhaba aknetrent tedavim bitti 6 ay kullandım yüzümde izler var iz tedavisine ne zaman başlamalıyım önerdiğiniz bir krem ilaç yöntem var mıdır
Merhaba. İz derken leke şeklinde olabilir veya çukurluk şeklinde olabilir. Lekeler zamanla kendi azalırken retinollü kremler ve leke açıcı kremler ile peeling tedavileriyle sönmesi hızlandırılabilir. Çukur şeklinde olan, atrofik akne skarı dediğimiz izler için ise fraksiyonel ablatif lazer, fraksiyonel radyofrekans (altın iğne) ve dermapen gibi yöntemler faydalı olur.
merhaba cildimde çok aşırı bir sivilcelenme olmasada çıkan sivilcelerden rahatsız oluyordum ve gözenek problemim vardı cildiyeciye gittiğimde ise önce iğne tedavisiyle temizleyip dah sonra roaccatune kullanmam gerektiğini söyledi. iğne tedavsi olmadan sadexe ilaç kullanmam durumum da bir yararını görmez miyim? ipne tedavisinin önemi nedir
Merhaba, bahsettiğiniz iğne tedavisi yapılmadan da roaccutane (isotretinoin) kullanmanız durumunda yine fayda görürsünüz. İğne tedavisi eğer nodül dediğimiz büyük sivilcelere yapılacak ise, yaptırmanız iyi olur tabi. Ayrıca isotretinoine başlayınca bazen iltihaplı sivilcelerde artış olabilir. Yapılacak tedavi ile bu yan etki riski azalmış olur. Fakat bazen koter tedavisi dediğimiz elektrik kullanarak küçük iğneler ile yüzdeki küçük beyaz noktalar temizlenir. Bu tedavi beyaz noktaların çoğunluğunu bir seansta temizlememize yardım eder. Tedaviyi hızlandırır. Fakat mutlaka yapılmak zorunda değildir, sadece isotretinoin tedavisi ile zamanla bu beyaz noktalar zaten temizlenir.